Türkiye’de sosyoloji denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri şüphesiz Prof. Dr. Orhan Türkdoğandır. O, yalnızca akademik dünyada eserler bırakan bir bilim insanı değil, aynı zamanda toplumu anlayan, araştıran ve onu dönüştürmeye çalışan bir düşünür, bir öğretmen ve bir yol göstericiydi. Bu özel sayıyı hazırlarken, onun akademik katkılarını, fikir dünyasını ve öğrencileri ile meslektaşları üzerindeki etkisini bütüncül bir perspektifle ele almayı amaçladık. Kentleşmeden etnik yapıya, din sosyoloJisinden göç hareketlerine kadar geniş bir yelpazede yürüttüğü araştırmalar, Türk sosyolojisinin gelişiminde önemli dönüm noktalarından biri olmuştur. Sosyolojiyi sadece teorik bir disiplin olarak görmeyip saha araştırmalarıyla destekleyen, toplumu gözlemleyen ve analiz eden bir akademisyen olarak, bizlere derin bir miras bırakmıştır. Ancak, Orhan Türkdoğan’ı yalnızca akademik yönüyle ele almak eksik kalacaktır. Onun bilim ahlakına olan bağlılığı, öğrencileriyle kurduğu güçlü bağ, meslektaşlarına karşı vefası ve çalışkanlığı, kendisini tanıyan herkes için unutulmaz bir hatıra bırakmıştır. Derslerinde yalnızca sosyolojik teorileri anlatmaz, aynı zamanda öğrencilerini araştırmaya, sorgulamaya ve olaylara geniş bir perspektiften bakmaya teşvik ederdi. “Masa başında üretilen bilgi eksik kalır, sahaya inmeden toplumu anlamak mümkün değildir” sözü, onun akademik metodolojisini en iyi özetleyen ifadelerdendir. Onun Gözünden Akademi ve Sosyoloji Orhan Türkdoğan’ın akademik çalışmaları, Türkiye’nin toplumsal yapısını anlama noktasında büyük bir rehber olmuştur. Özellikle kültürel değişim, din ve toplumsal yapı, kentleşme, etnik kimlikler ve sosyolojik dönüşümler üzerine yaptığı saha araştırmaları, bugünün akademik dünyasında hâlâ temel başvuru kaynakları arasındadır. Onun eserlerinde sadece teorik bir çerçeve değil, toplumun içinden gelen gözlemler, saha çalışmaları ve tarihsel analizler ön plandadır. Sosyolojiyi, toplumun geçmişi ile bugünü arasında köprü kuran bir bilim olarak görmüş, bireylerin yaşadığı dönüşümleri tarihsel bağlam içinde ele alarak Türkiye’ye özgü sosyolojik yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu özel sayıda, Orhan Türkdoğan’ı yakından tanımış akademisyenlerin, meslektaşlarının ve öğrencilerinin anlatılarına yer vererek, onun akademik mirasını daha iyi kavrayabilmeyi hedefledik. Onunla yapılan çalışmalar, akademik sohbetler, saha gezileri ve derslerden kesitler, onun ne kadar derinlikli bir düşünce dünyasına sahip olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Öğrencileri ve Meslektaşları İçin Unutulmaz Bir Hoca Onun öğrencileri için bir hoca olmanın ötesinde, bir rehber ve ilham kaynağı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Onun derslerine giren, akademik sohbetlerinde bulunan ya da saha çalışmalarında yanında yer alan herkes, onun disiplinli ve üretken akademik tarzından etkilenmiştir. Onun öğrencileri, bugün Türkiye’nin dört bir yanında akademik çalışmalar yürütüyor, akademide onun prensiplerini yaşatmaya devam ediyor. Düşünceleri ve Eserleriyle Yaşamaya Devam Ediyor Orhan Türkdoğan’ın fikirleri ve akademik katkıları, yalnızca kendi dönemini değil, gelecek kuşakları da etkileyen bir miras bırakmıştır. O, Türkiye’nin sosyolojik yapısını sadece akademik dünyada değil, toplumun her kesiminde tartışmaya açan bir isim olmuştur. Bugün, onun eserlerini okuyanlar, Türkiye’nin toplumsal değişimini anlamada önemli ipuçları buluyor. Onun saha çalışmaları, akademik titizliği ve bilgiye duyduğu tutku, sosyoloji alanında çalışan herkes için büyük bir ilham kaynağı olmaya devam ediyor. Bu özel sayıyı, onun hatırasını yaşatmak, fikirlerini daha geniş bir kitleyle paylaşmak ve akademik mirasını gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla hazırladık. Onun bilgeliğini, akademik disiplini ve topluma olan adanmışlığını saygıyla anıyoruz. Orhan Türkdoğan’ın düşünce dünyasını, akademiye olan adanmışlığını ve öğrencilerine duyduğu sevgiyi daha iyi anlatabilmek için hazırladığımız bu sayıyı, tüm okurlarımıza sunmaktan onur duyuyoruz. Onun mirası, ürettiği bilgiyle, yetiştirdiği öğrencilerle ve bıraktığı ilhamla yaşamaya devam edecek. Saygı ve minnetle…